Musluk Suyundaki Tehlike!

Musluk suları gerçekten o kadar tehlikeli mi, yoksa abartılıyor mu?

İçme suyu vücudumuzun en önemli ihtiyaçlarından biridir. Temiz su gibi yaşam için zorunlu bir maddenin bile artık zor ulaşılabilir olması çok üzücü. Güvenli olmayan kirli su sadece üçüncü dünya ülkelerinin sorunu değildir, tam tersine sanayileşmiş ve sanayileşmekte olan ülkelerde de temiz su bulmak oldukça zorlaşmıştır.
 
Araştırma raporlarına göre, artan sanayi ve çevre kirliliği nedeniyle, çoğu musluk ve kuyu suları artik içmek için güvenli değildir. öyle bir noktaya gelinmiştir ki, belediye suları, kuyular, göller, nehirler bir yana artik buzullar bile belli bir oranda kirlilik içermeye başladı. Bu kirleticiler kanalizasyon sistemleri, sanayi atıkları, doğal olarak oluşan mineraller, insan yapımı kimyasallar ve bunların yan ürünlerinden oluşan geniş bir aralıktadır. Bu kirlenme henüz ani rahatsızlıklar ve hastalıklara sebep olacak düzeyde değilse de bu maddelere uzun süre düşük dozlarda maruz kalmanın karaciğer hasarı, kanser ve diğer ciddi hastalıklara sebep olabileceği ispatlanmıştır. Hatta belediyelerin mikroplan öldürmek için musluk sularına karıştırdıkları klor ve flüoride gibi maddeler de zehirlidir ve insan metabolizması üzerinde önemli ters etkileri olduğu da gayet iyi bilinmektedir. Bazı bölgelerimizdeki musluk sularında yüksek oranda arsenik bulunduğunu, kuraklık tehlikesi olan yaz aylarında kurumakta olan barajlara zararlı maddeler içeren nehir sularının, hatta deniz suyunun karıştırıldığı haberlerini basında okumuşsunuzdur. Şehir içme suyu borularının, evlerdeki su depolarının genellikle çok eski, bakımsız oldukları ve herhangi bir sabotaja karşı savunmasız oldukları da unutulmamalıdır.
 
 
Bilinmesi gereken en önemli konu ise, suyu kaynatarak bu maddelerden kurtulmanın mümkün olmamasıdır. Kaynatmak sadece mikro organizmaları öldürür, diğer maddeler üzerinde etkisi yoktur.